Mavi hap mı, kırmızı hap mı?
Bu seçim, çok da uzak olmayan bir gelecekte gerçekliğimiz haline gelebilir.
Kırmızı hap mı, mavi hap mı?
Kırmızı hap mı mavi hap mı? Simülasyon mu gerçeklik mi? Bu seçim, çok da uzak olmayan bir gelecekte gerçekliğimiz haline gelebilir. Milenyuma girerken The Matrix sadece sinematografi ve hikâye anlatıcılığı açısından bir devrim değildi, o günden bugüne kadar kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olurken aynı zamanda simülasyon, sanal gerçeklik gibi kavramların geleceğimizin bir parçası olduğunun kehanetiydi adeta. Yapay zeka, robotlar, makineler derken hafiften hepimizde bir "kıllanma" olmuştu. The Matrix serisinin dördüncü filmi Matrix Resurrections hazır vizyondayken filmin süprizini bozmadan şunu söyleyebiliriz ki, bu filmde metaverse fikri ve olası gelecekler bir hâyli kurcalanmış durumda. (Filmi de mutlaka izlemenizi öneririz) İnsanın aklına ister istemez şu geliyor: Bizler mavi hapları yutarak bize sunulan 'metaverseler'de yaşayıp para harcayan gülen emojiler mi olacağız?
Teknoloji devlerinin metaverse evrenler için çok iştahlı olduğunu bir önceki bültenimizde yazmıştık. Özellikle Facebook bu konuda öncü olmak istiyor ve hâli hazırda projelerini bir bir açıklarken, Kanada ve ABD'de 'metaversal bir geleceğe' ilk adım artırılmış gerçeklik ortamı Horizon Worlds'ü zaten başlatmıştı. İsmini de Meta olarak değiştirmişti.
Peki sadece Meta mı? Saha koşullarının uygun olduğu bu dönemde birçok teknoloji firması bu geleceğe yatırım yapmak istiyor. Tüm ödemeler için kriptoparalar kullanabileceğimiz, NFT teknolojisi ile satın aldıklarımızın bize ait olduğunu tasdikleyebileceğimiz blokzinciri alt yapısı tüm dünyaya yayılırken, hiç kimse boş durmuyor değil elbette. Dijital İletişim Uzmanı Özgür Kurtuluş kişisel web sitesinde bu gelişmeleri ele almış.
Bir de iş dünyasından bir yazıya bakalım. ASKON Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Mercan da Matrix üzerinden metaverse'e odaklanmış yazısında.
Bazı sorular, bazı sorunlar
Matrix serisini izledikten sonra, hepimizin aklında elbet bir sürü varoluşsal sorular gelmişti. Metaverse'ler hakkında da tüm akla gelenler güllük gülistanlık değil. Bu bültenin ana konusu olan merkezsiz ağlar, büyük teknoloji şirketleri tarafından adeta boyunduruk altına alınan internetin özgürleşmesi adına atılan teknolojik altyapıları ve uygulamaları sizlere aktarmak istiyor aslında. Ama yukarıda da belirttiğimiz üzere metaverse'lerin öngörülebilir ekonomik boyutu, sosyal ağ sahiplerinin avuçlarınızı kaşındırıyor. Tüm bu heyecanlı fırtınanın ortasında biz sıradan internet kullanıcıları ise işin beşeri ve sosyo-ekonomik yanını unutulabiliyoruz. Teknoloji yazarı Ahmet Usta tam da bu sırada bize şunu hatırlatıyor: "Metaverse reklamları bittiğinde kafanıza takmanız gereken kaskların ne kadar pahalı, kullanılmasının ne kadar meşakkatli, vücudunuz sabit dururken beyninize uçup kaçma bilgisi göndermenin ne denli sağlıksız olduğunu anlayacaksınız." Metaverse, Web 3.0 ile dijital varlıkların sahipliğinin bireylere verildiği ve bireylerin bu dijital varlıkları üretildikleri projelerden çıkarıp diğer projelere taşıyabilme özgürlüğü olursa ancak bir avuç zengine değil, topluma faydası olacak galiba.
Kaskı tak, eldivenleri giy, yükleme tuşuna bas ve hop Matrix gibi bir dünyanın içindesin.
Peki dijital dünyamızın kabusu olan veri gizliliği ihlâlleri ve güvenliğinin temel bileşeni olan şifrelemeye yönelik tehditler ne olacak? Milyon dolarlık metaverse gayrimenkulleri çalınırsa ne olur? Avukat Gürcan Avcı'nın yazısına göz atalım:
Hukukçular, bugünün yasalarıyla, hatta sosyal medya için geçerli yasalarla bile, metaverseler'in adeta birer 'vahşi batı' gibi güvencesiz olduğu konusunda uyarıyor.
Doç. Dr. Yusuf Levent Şahin, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği bir demeçte, metaverselerde kullanıcıların çok daha fazla dijital ayak izi bırakacağını söylüyor.
Ayrıca Dicle Yurdakul soruyor: "Bu yeni kurguyu, kontrolsüz bir dünya olarak inşa etmek gerçekten istediğimiz bir durum mu?"
Podcastçiler! Sizleri yine unutmadık. Dünya Nereye Gidiyor podcast şovunda 'merkeziyetçilik, 'Gotham’da çay kahve içmek', 'nesiller arası uçurum" gibi olgular üzerinden metaverse konuşuluyor.
Gündemden kısa kısa
Sanal bir ayakkabı şirketi olarak faaliyet gösteren RTFKT, ünlü ayakkabı şirketi Nike tarafından satın alındı. RTFKT, NFT ve metaverse'e odaklanıyor.
Uykusuz Dergisi’nin popüler karikatüristi Uğur Gürsoy, 'Fırat' tiplemesinin NFT koleksiyonunu satışa çıkardıklarını açıkladı.
Universal Music, avatarlar üzerine çalışan Genies şirketiyle yaptığı işbirliğiyle, sanatçıların NFT olarak satılabilen avatarlarını üretmeye başladı.
The Sandbox metaverse'ünde "Fantazi Adalar" bölümüne eklenecek Republic Realm'a ait "The Metaflower NFT Super Mega Yacht" adlı dijital bir yatın 650 bin dolara satıldığı açıklandı.
OVR şirketi tarafından geliştirilen metaverse'de sanal arsa satışlarında İstanbul'daki arsalara ilgi büyük.
Çin'in en kalabalık şehri Şanghay, önümüzdeki beş yıl için uygulayacağı kalkınma planına metaverse'ü dahil edeceğini açıkladı.
Metaverse Felsefesi
Emine Baktaş, Karnaval Çalışmaları ve Müzikal Göstergebilim alanlarında çalışmalar yapan aynı zamanda güncel olarak ”Blockchain Felsefesi” yapan felsefe yazarı Dr. Fırat İlim ile metaverse felsefesini üzerine konuşuyor.
Bu hafta da bize ayrılan sürenin sonuna geldik. 2021'in son bülteninde de dediğimiz gibi ekip olarak her şeyin gönlünüzce olduğu yepyeni bir yıl diliyoruz! 🎉
Bültenimizi sevdiklerinize ve bu konularla ilgilenenlere paylaşmak için bit.ly/merkezsizbulten linkimizi kullanabilirsiniz. Ayrıca Twitter adresimizi de ziyaret edip bizi takip edebilirsiniz. DM'den yürümek isteyenlerde DM açık 😄 Ayrıca daha ciddi ilişkilerin insanıysanız merkezsizbulten@gmail.com adresine yazabilirsiniz.
Haftaya görüşmek üzere! 🖐